Türk Lirası’ndaki değer kaybı devam ederken, yaklaşan seçimler öncesinde ekonomi yetkilileri faiz artırmaktan kaçınarak eski yöntemlere geri dönmek zorunda kalıyor.
Ekonomim’in ABD’li finans ajansı Bloomberg’e dayandırdığı analize göre, seçimlerin yaklaşması ve liranın değer kaybetmesi, Türk politika yapıcılarını eski alışkanlıklarına geri dönmeye zorluyor. Para politikası yetkilileri, faiz artışı yerine bankaları çeşitli yöntemlerle idare ederek Türk Lirası’nı kontrol altında tutmaya çalışıyor.
Bloomberg, bu düzenlemelerin, AKP Genel Başknı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomiyi yönetmek üzere kurduğu yeni ekibe rağmen, ultra düşük faizlerin uygulandığı önceki dönemin yaklaşımından ödünç alındığını belirtiyor.
MİRAS KALAN SORUNLAR EKONOMİYİ ZAYIFLATTI
Ekonomistler, bu politikanın seçim öncesi dönemle benzerlik taşıdığını, ancak bazı farklılıklar da olduğunu söylüyor.
Koç Üniversitesi’nden Selva Demiralp, önceki dönemde geleneksel olmayan politikaların yan etkilerini hafifletmek için alternatif araçlar kullanıldığını, şimdi ise amaçlanan şeyin önceki dönemden miras kalan sorunlar nedeniyle zayıflamış bir ekonomi üzerinde faiz artışlarının etkisini artırmak olduğunu söylüyor.
YAN TEDBİRLERLE POLİTİKA GÜÇLENDİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR
Bloomberg’e göre, Merkez Bankası’nın gece yarısı kararnameleri ve diğer müdahaleleri finans sektöründe tedirginlik yaratıyor.
Ekonomist Haluk Bürümcekçi, “Merkez Bankası’nın faiz artırım kararlarını bağımsız olarak alamayacağı için yan tedbirlerle politikayı güçlendirmeye çalıştığı görüşü güçleniyor. Son dönemde sadeleştirme adımlarındaki ilerleme tersine döndü ve en azından yerel seçimlere kadar bu yönde benzer adımlar atılacağını düşünülüyor” diyor.
ENFLASYONUN KÖTÜLEŞMESİNE KATKI VEREBİLİR
Bloomberg ekonomisti Selva Bahar Baziki ise, “Mevzuat değişiklikleri yoluyla sıkılaştırma, gerçek bir politika faizi artışı için mükemmel bir ikame değildir. Enflasyon beklentilerinin kötüleşmesine katkıda bulunabilir” ifadelerini kullanıyor.
Bloomberg, Merkez Bankası’nın ana akım önlemlerden uzaklaşma eğiliminin kısa ömürlü olabileceğini ve seçimlerin ardından faiz artırımlarına dönülebileceğini belirtiyor.